Vino (Sensori)

          Oldukça özel bir puzzle'dan bahsedeceğim bugün. Malzemesiyle, dokusuyla, konusuyla ve rengiyle bambaşka bir puzzle Vino. Sensori serisi uzun zaman istek listemin başında gelmiş ve beni cezbetmişti ancak ortalamanın üzerindeki fiyatı sebebiyle (~65TL) sahip olmam biraz vakit aldı. Ama kesinlikle fiyatını da emeğini de haketti…

          Sensori serisi Ravensburger’in, malzemesiyle farklılaşan çok özel bir koleksiyonu. Klasik puzzle’lardaki karton malzeme yerine japon ipeği bazlı ince renkli kağıt, şişe mantarı ve ahşap kullanılıyor. Ana malzeme şişe mantarı… Elinizdeki parçaların dokusunun bir şarap tıpasından hiçbir farkı yok. Mantar, normal kartondan çok daha kalın ve birbirine kenetlenen parçalar demek oluyor tabii. Bu da çok keyifli bir tecrübe. Vino’nun özeline gelirsek, resimde de adından da anlaşılacağı gibi bir şarap teması hakim. Bir büyük şişe kırmızı şarap ve şarap kadehleri… Desen olarak çok sade belki ancak puzzle'ın dokusuyla birleşince ortaya çıkan sonuç bambaşka. Adeta parçaların mantarından lezzetli şarabın kokusunu duyabiliyorsunuz.

Urban Landscape

          Çok büyük bir heves ve heyecanla aldığım, büyük keyifle yaptığım ve hala her bakışımda çok sevdiğim bir puzzle var bugün: Urban Landscape !

          Urban Landscape, kalabalık bir uzakdoğu metropolünü tüm karmaşası ve renkleriyle ortaya koyan nefis bir puzzle. Beni en çok etkeleyen özelliği üzerinde hemen her rengin en canlı tonlarının yer alması. Parlak neonların ışığının duvarınızdan odanıza yayıldığını hissediyorsunuz adeta. Neon tabelaların renkli arka planları, çizgileri, yazıları... Tüm bunlar puzzle'a bakmayı da yapmayı da çok farklı kılan detaylar.

Eiffel Tower

          Yazıdan önce, sizlerden bir ricam var. Fark ettiğiniz gibi son yazıdan bu yana blogun tasarımı ve de ismi baştan aşağı değişip yenilendi. Bu son haliyle ilgili geri dönüşlerinizi, fikirlerinizi, yorumlarınızı benimle mail, twitter ya da yorumlar üzerinden paylaşırsanız çok sevinirim... :)

          Biliyorum, onlarca Eiffel Kulesi temalı puzzledan bahsettiğimi düşünüyorsunuz; ama sadece 2 tane yazdım ve bu 3. olacak. Öncekilerden bir tanesi koyu renkli, lacivert gökyüzü altındaki neonlu 1000'lik Eiffel'di, diğeri ise yakın zamanda yazdığım şehrin gündüz halini ve kulenin ışıksız, orijinal renklerini göz önüne seren yine 1000 parçalık bir puzzle'dı. Bu sefer renkleri, ebatı ve temasıyla çok daha büyük kitlelere hitap etmiş ve amatör ya da profesyonel pek çok kişi tarafında yapılmış, nispeten daha kolay bir puzzle'dan bahsedeceğim.


          Eiffel kulesi bu puzzle'da başrolü aşık bir çift ve çok güzel masmavi bir klasik arabayla paylaşıyor. Romantizmin ve aşkın başkenti Paris'te romantizm ve aşkın en saf, en güzel dışa vurumuna hayat veren genç bir çift... Sadece arabanın mavi rengi ön planda, onun dışındaki her şey sizi sakinleştirp modern dünyadan ayırırcasına sepya ve siyah-beyaz tonlarda. Taş kaldırımlar, gri-kara bulutlar ve görkemli Eiffel. Resim, bu popülerliğini fazlasıyla hak ediyor.

Cans (Miniature)

          Blogu baştan, ama gerçekten baştan, bu yana takip edenler bu puzzle'ı hatırlayacaklardır. Soft Cans ismiyle aynı puzzle'ın 2000'lik panorama versiyonunu daha önce yapmış ve yazmıştım. Hala Ezgi'nin mutfağının en güzel köşesinde. Bu 1000 parçalık minyatür arkadaşı ise hem minyatür puzzle yapmayı çok sevdiğim hem de resmi çok sevip kendi mutfağıma da asmak istediğim için yaptım.


          Blogun ilk zamanlarında fazlaca teknik yazmış olduğum için resmin içeriği hak ettiği ilgiyi görememiş yazıda. O yüzden kısaca bahsetmekte fayda var. Resmi öne çıkaran ve sevdiren temel unsur renkleri. İçinde hemen her rengin olması bir yana bu renkler hem en güzel tonlarında hep de alabildiğine canlılar. Bu çeşitliliği yaratan ise dünyanın en ünlü meşrubat markaları. Aynı zamanda öğretici de bir puzzle Cans. Ben, mesela, ananastan hindistan cevizine, limondan portakala, domatesten armuta bu kadar farklı aromanın ve bu kadar çok markanın varlığından habersizdim. Yaparken öğreten, keyifle yapılan, asınca baktıkça bakasınızı getiren çok güzel bir puzzle Cans.

       

Eiiffel Tower, Paris, France

          Daha önce benzerlerini pek çok kez gördüğünüz hatta büyük ihtimal yaptığınız bir puzzle'dan bahsedeceğim bugün. Fotoğrafın başrolünden ve de güzelliğinden etkilenen çok sevdiğim bir aile (Just Desserts yazısında bahsettiğim ve bu puzzle'ı hediye ettiğim aile)  bu puzzle'ı alıyor ancak bir noktadan sonra zorlaşan bu muzır arkadaşın başında çok fazla duramıyor ve pes ediyorlar. Durumu fark edince yardımımı teklif etmem saniyeler sürdü tahmin edeceğiniz üzere…

          İsmin de eleverdiği gibi başrolde ünlü ve güzel Eiffel kulesi var. Blogu eskiden beri takip edenler bunun, yaptığım ilk Eiffel puzzle'ı olmadığını hatırlayacaklardır. Şuradan bir önceki ve buna çok benzeyen ilk puzzle'ın yazısına bir göz atabilirsiniz. O yazıda da anlattığım gibi ilk Eiffel deneyimim oldukça belalı ve sıkıntılı geçmişti. 600'e yakın birbirinin aynı lacivert parça… Dolayısıyla bu puzzle'a da bu korkuyla başlıyordum.



         

World Traveller

          World Traveller, çok uzun zaman önce yaptığım, çok severek yaptığım ve hala da çok severek baktığım bir puzzle. Çocukken Microsoft'un Genç Gezginin Dünya Turu diye öğretici bir programı vardı bende; hem ülkeleri falan tanıtır hem de bavuluna böyle etiketler verirdi. O anlamda beni o günlerime götüren bir puzzle. Kanlı canlı gittiğim ya da gitmek istediğim yerleri derlediği için de ayrıca heyecan verici.

          Ravensburger'in bu 500'lük güzel puzzle'ında emektar bir bavul ön planda. Üzerinde sahibi olan gezginin gidip gördüğü yerlerden stickerlar var ki puzzle'ın baş aktörleri de bunlar. Bu çıkartmalardaki başlıca yerler ise şöyle: ünlü Westminister Köprüsü ve Big Ben'le Londra, eşsiz Machu Picchu ile Peru, Özgürlük Anıtı ile New York, Taj Mahal ile Hindistan, Sfenks ile Mısır, Kremlin Sarayı ile Moskova, Sagra da Familia ile Barselona ve Eiffel ile Paris... Bu renkli bavulun arka planında ise güzel deniz kabukları ve taşlara ev sahipliği yapan muhteşem bir kumsal yer alıyor.

Midtown Manhattan

          Yaklaşık 3 aylık bir aradan sonra tekrar blogun başına oturabildim. Bu süreçte takip eden ve bu kuraklıktan dolayı hayal kırıklığına uğrayan herkesten özür diliyor ve vakit kaybetmeden puzzle'a geçiyorum. 

          "Times Square, G. Gaudet" yazısında, şimdiye kadar 7 tane New York temalı puzzle yaptığımı yazmıştım. Sebebi hala bir muamma. Bende öyle muazzam etkileri olan bir şehir değil NY ama çeşitlilik ve başarılı seçenekler bu sayıyı şekillendirdi sanırım. O yazıdan bugüne geçen sürede bu sayı da 8'e çıktı ayrıca!

          "Midtown Manhattan" biraz klasik ama oldukça başarılı bir fotoğraf sunuyor. Ünlü Rockefeller Center binasını ziyaret eden hemen herkes bu fotoğrafın benzerini çekmiştir. Ne kadar klasik olsa da, New York 'landscape'ini en iyi ortaya koyan, midtown ve görkemli Empire State'i en başarılı şekilde anlatan fotoğraflardan biri bu. Güzel manzara, günbatımı ve HDR tekniğiyle de bir araya gelince bu çok satan, nefis puzzle ortaya çıkıyor.

Sunset On The River Thames

(Mini ön not: Yine son yazıdan bu yana uzunca bir ara vermem gerekti. Arada göz atıp yeni yazı göremeyip hayal kırıklığına uğrayan herkesten özür dilerim. 2 hafta içinde okul aradan çıktığı için daha sık yazıyor olacağım.)


          Geçtiğimiz yaz alıp, 3-4 günde tek başıma tamamladığım çok güzel bir HDR puzzle Sunset On The River Thames. Normalde, az ya da çok, Ezgi'nin de katkılarıyla yapıyorum puzzle'ları ama bu puzzle'ı Ezgi müsait olmadığı için tek başıma yapmıştım. 2 kişi yapmanın kendince çok eğlenceli tarafları ve her zaman ilk tercihim olduğu halde; bazen tek başına, sessizlik ve full konsantrasyonla bir puzzle'a odaklanmak da oldukça terapatik olabiliyor, tavsiye ederim... :)

          Resmin başrolünde adından da anlaşılacağı üzere Thames Nehri yer alıyor. Nehrin karşı kıyısında ünlü Westminister Sarayı nam-ı diğer Parlamento Binası ile çan ve saat kulesi görevi gören ve İngiltere'nin simgelerinden olan Big Ben yer alıyor. Sağ tarafta ise yapımı 11 yıl süren 263 yaşındaki Westminister Köprüsü kendine has yeşil rengi ve tüm tevazusuyla karşımıza çıkıyor. Köprünün üzerindeki kırmızı iki katlı otobüs is resmin 'Londralılığına Londralılık katan' bir diğer unsur. Gün batımının nehirdeki ve gökyüzündeki etkilerini, yarattığı renkleri ise tarif etmeye kelimeler yetersiz kalıyor. Fotoğrafın HDR teknolojisi tüm bu güzel renkleri, ton geçişlerini en canlı en gerçek halleriyle izleyiciye aktarıyor.

Espresso

          1,5 aylık dev bir aranın ardından bugün yeni bir yazı için bilgisayar başına oturabildim. Bu süreç boyunca arada girip yeni bir şey olmadığını görüp kızıp çıkan herkesten özür dilerim. 

          Ravensburger'in 500 parçalık çok güzel bir puzzle'ı Espresso. Yine anneme hediye olarak yaptığım ve Antalya'daki evde asılı olan puzzle'lardan. Bu puzzle'ın en öne çıkan özelliği ise alışılmışın aksine kare şeklinde oluşu. Ravensburger'in "extra format" ürünlerinden olan Espresso, 500 parçalık olmasına rağmen bitince 50 cm x 50 cm boyutlarında oluyor.

          Resim, içinden kahve kokusunun taştığı nefis bir kolaj. Sol tarafta içerisinden kahve çekrideklerinin taştığı ahşap bir  değirmen var. Sağ taraftaki beyaz porselen fincanda kokusu burnunuza dolan köpüklü espresso var. Üst kısımda da bu fincanı dolduran bakırımsı bir cezve. Kahve çekirdekleri, kahve bitkisi, tazecik bir parça waffle ve henüz açılmamış bir gazete ise resmi tamamlayan diğer unsurlar.



          Yapımı da oldukça keyifli ve kolay bir puzzle Espresso. Resmin yukarıda saydığım detayları birbirinden oldukça farklı renklere ve dokulara sahip. Parçaların yerini tayin etmek 5-10 saniyeden fazla sürmüyor. Değirmen, fincan gibi geniş yer kaplayan kısımlar çok minimal düzeyde uğraştırabilir ama geniş parçalar bu noktada çok yardımcı oluyor. En fazla 2 günde tamamlanabilecek bir puzzle Espresso.

          Kahvenin başrolünde olduğu bir puzzle'ı yapınca çerçevesi de mecburen kahverengi oldu. Başka bir seçenek düşünmedik bile. Siz de ister kahvenin farklı tonlarını  ya da resimdeki "Espresso" yazısındaki tonda yumuşak ve pastel bir turuncuyu tercih edebilirsiniz. 

In the Month of July

Follow my blog with Bloglovin          Çok uzun zamandır puzzle incelemesi yapmıyordum. Yeni Educalar, seyahat, incelemeler derken eski puzzle'ları geri plana atmışım. Kaldığım yerden In the Month of July ile devam ediyorum. Bu puzzle, Hollanda'nın Amsterdam şehrindeki ünlü RijksMuseum'dan. Geçtiğimiz kış Hollanda yollarına düşen Ezgi'm sağ olsun beni unutmamış ve bu puzzle'ı getirmişti. 

          Resim, dikkat ettiyseniz, normalde yaptığım puzzle'lardan oldukça farklı aslında. Ben böyle yağlı boya manzara resmi gibi  şeylerden pek hoşlanmıyorum ve biraz 'kitsch' buluyorum aslında. Fakat bu resimde farklı bir yön vardı. Resmin detaylarını, tekniğini bilemiyorum ama Hollanda pastoral yaşantısını güzel yansıtan, renkleriyle de insanı zorlayan güzel bir puzzle bence. Resim ünlü Hollanda'lı ressam Paul Joseph Gabriël'e ait. Resmin merkezinde güzel bir yel değirmeni var ve ön tarafındaki küçük gölette de bu değirmenin yansıması resmedilmiş. Üst tarafta da güzel renklere sahip bulutlu bir gökyüzü... Bitirdiğiniz zaman duvarınıza ve odanıza huzur katacak bir resim In the Month of July.



          Müzenin hediyelik eşya dükkanında satılan, markasız bir puzzle olmasına rağmen oldukça kaliteliydi In the Month of July'ın parçaları ve renkleri. Parçalar oldukça sağlamdı ve birbirlerine tutunuşları son derece güven vericiydi. Resim ve kalite her ne kadar güzel olsa da puzzle biraz zor. Doku pek çok yerde benzer olduğu için yer tayini oldukça güç. Değirmenin hem kendisinin hem de yansımasının yer alması da işi biraz zorlaştıran etkenlerden. Gökyüzü de her gökyüzünde olduğu gibi yine biraz uğraştırıyor. Yani olur da bu veya benzeri bir puzzle yapacak olursanız iyi ışık altında yapın ve kendinize 1-2 hafta ayırın. 

          Çerçeve olarak oldukça fazla imkan sunan bir puzzle In the Month of July. Kahverengiler, kremler, turuncular, yeşiller hata koyu bir kırmızı güzel gidebilecek seçenekler. Ben koyu yeşil, kıvrımlı ahşap bir çerçeveyle oldukça güzel bir sonuç aldım.

Puzzle detay: In the Month of July, 1000, RijksMuseum

Barcelona'da Puzzle Avı

          Geçtiğimiz hafta boyunca Barcelona'daydım. Gitmeden önceki son, Yepyeni Educalar, yazımda da dediğim gibi Educa'nın membağına gittiğim için enteresan bir şeyler görmeyi bekliyordum zaten ama özellikle bir dükkan koleksiyonuyla beni benden aldı. Ben de buradan size biraz bahsedeyim istedim.

          Katalunya Meydanı'ndan katedrale doğru inen Portal del Ángel isimli çok güzel bir sokağın 5 numaralı binasının altında yer alıyor Happy Books. Adından da anlaşılacağı gibi aslen bir kitapçı. Hızlı tempoyla, az zamanda çok şey görmek odaklı şehri turladığımız için aslında buraya girmeyecektik bile ama son anda gözüm kapının girişine dizilmiş kampanyalı puzzle'lara takıldı. O noktadan sonra mağazayı gezmemiz kaçınılmazdı zaten ama o kapıdaki koca stand meğer buz dağının sadece görünen kısmıymış. 


          Bu alttaki fotoğrafta girişteki standın önündeyim, Da Vinci'nin icatları ve el yazmaları konulu çok başarılı bir puzzle'ı incelerken çekmiş Ezgi. Puzzle hem çok güzel hem de sadece 7 Euro'ydu. (Gezi boyunca hep bir öncekinden daha iyisini aradığım için hiç puzzle alamadan döndüm sonuç olarak!)

          Gelelim asıl beni özellikle bu mağazayı anlatmaya iten nedene. Daha önce irili ufaklı, çok farklı türden pek çok puzzle mağazası gezdim ama hiçbiri bu mağazanın puzzle odası (Reyonu değil başlı başına ayrı bir oda!) kadar cezbedici değildi. Daha önce tek odağı puzzle ve hobi ürünleri olan mağazalarda dahi bu kadar zengin bir Educa koleksiyonu görmemiştim. Sanıyorum dizayn, renkler ve aydınlatma da o anki hayranlığımda etkili oldu. Sonuç olarak odaya girdiğimdeki istemsiz tepkim objektiflere işte böyle yansıdı:

          Öncelikle bayağı bir dolandım raflar arasında. Ambalajları, kutuları, fiyatları, isimleri karşılaştırdım ve en önemlisi İstanbul'da görmediğim özellikle de bir önceki yazıda bahsettiğim yeni puzzle'ları taradım. 

          Onlara gelmeden önce, en çok hoşuma giden mağazadaki bolluk oldu. Bizdeki mağazalarda 2000 parçanın üstünde 2 ya da, taş çatlasa, 3 puzzle olur. (İstisnalar var tabii; onlardan ilerleyen haftalarda mağazaları karşılaştıracağım bir yazıda detaylı olarak bahsedeceğim.) Burada ise sadece 3000 parçalık 30'un üzerinde puzzle vardı! 

          Bolluk bununla da sınırlı kalmıyor. Türkiye'de sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda mağazada görebileceğiniz 5000, 8000, 9000 gibi parça sayısındaki puzzle'lar için ise apayrı kocaman bir raf var. Koca gezi boyunca "Burada yaşamak vardı!" dediğim 1-2 zamandan biri o rafı gördüğüm an oldu. (500, 1000, 1500, 2000, 3000 parçalıklarda da her bir parça sayısı için başlıbaşına ayrı, en az bir raf olduğunu da belirteyim.)

          Gelelim yeni puzzle'lara. Bir önceki yazıda kısa kısa bahsettiğim muhteşem güzellikteki Educaların hemen hepsi mağazada vardı. Fabrikadan çıktığı gibi sıcak sıcak raflara düşmüşler anlaşılan. Hepsi özenle dizilmiş, sergilenmişti. 

          İlk olarak elime Global World'ü aldım tabii ki. İnternetteki resim yanıltmamıştı, puzzle gerçekten harikulade ve en kısa zamanda yapılacak!

          Biraz ileride yine önceki yazıda bahsettiğim, renkleri ve temasıyla inanılmaz güzellikteki bu minik 500'lük Candy Bars'ı gördük. Ezgi'yle de çok şirin bir ikili oldular. :)

          Bu alttaki pastalı çörekli puzzle'ı ise ben ya görmemişim ya da görüp çok beğenmemişim ki önceki yazıda yoktu ama mağazada ilgimizi çekti.

          Yine önceki yazıda bahsettiğim World Monuments da karşımıza çıkanlardandı. O da yanıltmadı, ne kadar renkli ve şaşalı görünse de yakından bakınca da tam mükemmel dedirtmeyen bir yanı var. Tam adını koyamıyorum. Yine de oldukça güzel bir puzzle. 

          Yakından görüp incelediğimiz yeni seriden bir başka puzzle ise Dusk In Paris'ti. Özellikle Ezgi'nin en favori puzzle'ı oldu ve sanırım yakın zamanda evinin duvarını süslüyor olacak. :)

          Çift olarak en çok beğendiğimiz ve daha önce görmediğimiz puzzle ise Streets of New Orleans oldu. Önceki yazıda nasıl olmuş da bu puzzle'ı atlamışım hiç bilmiyorum ama cidden çok ama çok güzel. Renkleri, çizgileri ve ruhuyla insanı etkileyen bir resim. Üstelik büyükçe, 1500 parça. Çok sevdiğim jazz ve blues'un çalınmadığı; adeta yaşandığı sokaklardan gelen büyüleyici bir puzzle. Bu da en kısa zamanda yapılacaklar listesinde!

          Son bir puzzle olarak, benim geçen yazıdakiler arasında çok çok beğendiğim, renklerine hayran olduğum Rialto Bridge Fireworks var. Gerçekten bu puzzle'ın renk canlılığını ve bende uyandırdığı duyguları tarifte zorlanıyorum. Fotoğraftaki "creepy" gülümsemem için şimdiden özür dilerim, puzzle'a odaklanmaya çalışın. :)

          Son bir fotoğraf kaldı sizlerle paylaşmak istediğim ama öncesinde şimdiye kadarki fotoğraflar içinde odanın zeminine hiç dikkat ettiniz mi ve ettiyseniz ne olduğunu çözebildiniz mi bir düşünün. Çözemeyenler için açıklayayım, odanın zemininde kocaman bir puzzle var. Puzzle'la az çok uğraşan, içli dışlı olan herkes bu meşhur puzzle'ı bilir. Benim blogumun da ismine ilham kaynağı olan ve zamanında dünyanın en büyük puzzle'ı olan 24000 parçalık Life, The Greatest Puzzle... Şu an Ravensburger'in 32000'lik Double Retrospect, Keith Haring isimli 5,5 metrelik puzzle'ı her ne kadar bu tahtı devralmış olsa da; Life, The Greatest Puzzle uzunca yıllar usta puzzle'cıların rüyalarını süslemiştir. İşte Happy Books, bu puzzle'ın kanlı canlı bitmiş bir halinin üzerini saydam plastik bir malzemeyle kaplayıp tabana yapıştırarak odanın zemininde kullanmış. Ben bunu fark ettiğimde mağazadan çıkmak üzereydik. Yaşadığım şaşkınlık ve heyecanı tahmin edebilirsiniz sanıyorum. Ben bu puzzle'ı öteden beri sevmem aslında. Kullanılabilecek o kadar tema, onca güzel manzara, bina, tablo, şehir varken niçin böyle "tuhaf" bir illüstrasyon kullanılmıştır hiç anlamam ama yine de bu boyutlarda bir puzzle'ı bitmiş olarak çıplak gözle görmek bambaşka bir tecrübeydi ve puzzle, fotoğraflarından çok daha güzel görünüyordu. Bu puzzle'ın nacizane bir fotoğrafıyla sonraki yazımda görüşünceye dek sizlere veda ediyorum.

Yepyenì Educalar

          Bütün Koleksiyon sayfasındaki planıma göre, "In The Month Of July" isimli puzzle'ımın incelemesini yazmak üzere bilgisayar başına geçmişken merak ettiğim bir bilgiyi kontrol etmek için Educa'nın sitesine girdim az önce. Birbirinden güzel yepyeni puzzle'ları görmemle kendimden geçtim resmen; çünkü şu an ne benim ne de Ezgi'nin evinde tek bir tane bile puzzle asacak yer var ve Educa resmen uçmuş! Son 1 senedir bir kıpırdanma vardı ama bu son partiyle aylarca raflardan inmeyecek enfes bir koleksiyon oluşturmuş Educa. En kısa zamanda 1 - 2 tanesini yapacağım ve burada detaylı anlatıyor olacağım ama bu yeni koleksiyon içerisinden beğendiklerimi bu yazıda sizlerle paylaşayım istedim. İşte kategorilere göre Educa'nın yeni nefis parçaları:


1) Yeme - İçme

          Yeme - içme temalı, mutfak konseptli puzzle'larda, eski yazılarımdan da anlayacağınız gibi Ravensburger'in fersah fersah üstünlüğü var(dı) Educa'ya göre. Ancak Educa bu açığı görüp geriden hızla gelerek arayı kapatmaya çalışıyormuş gibi gözüküyor. Çok başarılı bir Spices puzzle'ı var bu açığı kapatan. Cupcakes ve Chocolate Candy Bars ise -Educa'nın, Soft Cans (Cans) ve Beers (Beer Tunnel) gibi evladiyelik puzzle'larında olduğu gibi- harika kolaj puzzle'ları olmuş. Bileğine güvenen erkekler, eğer "4 günde alıp, bitirip çerçeveletebilirim." diyorsanız kırmızı ya da beyaz bir çerçeveyle Cupcakes'ten harika bir sevgililer günü hediyesi olur bence! 2000 parçalık Educa'ların tek panorama temsilcisi olan Soft Cans'in yanına da, her parça sayısındaki vefalı dostu Beers yine koşup gelmiş panorama olarak. Sanırım Educa herkesin evinde bir Beers olana kadar durmayacak. =)

Spices, 1000, Educa

Chocolate Candy Bars, 500, Educa

Cupcakes, 1000, Educa

Beers (Panorama), 2000, Educa

2) Binalar - Manzaralar

          Bilenler bilir, Educa'nın Eiffel Tower puzzle'ı çok tutulmuş, uzun süre mağazalarda çerez gibi satılmıştı. Ben de yaptım hatta bu puzzle'ı ve ilerleyen haftalarda anlatıyor olacağım. İşte Educa bu puzzle'daki duyguyu ve estetik kaliteyi bi adım daha öteye götürerek çok güzel iki puzzle katmış koleksiyonuna. Bunlardan ilkinde Eiffel yerine Roma'nın meşhur Coliseum'u gelmiş, mavi arabanın modeli değişmiş ve yine güzel bir sonuç alınmış. Bir diğerinde ise yine Paris fonda. Ancak bu kategoride, hatta bu yazıda paylaştığım puzzle'lar içinde beni en çok çarpan Rialto Bridge Fireworks oldu. Renklerin ve fotoğrafın güzelliğini tarif edecek söz bulamadım şu an. Daigo-Ji Temple'da da yine inanılmaz güzel bir manzara var, Forever Autumn'ın harika renkleri yine karşımızda ve yine çok çok zor ve dolayısıyla da çok zevkli bir puzzle olmuş. Roman Forum ve Canadian Pacific Train Entering Banff (Böyle isim olmaz olsun!) ise sanıyorum HDR serisinden yeni puzzle'lar, bu anlamda puzzle'ların büyük hallerinin inanılmaz güzellikte olacağına şüphe yok. Roman Forum 3000'lik oluşuyla çok zor ama bir o kadar da keyifli bir puzzle olmuş. Roma'ya gidip ve Roma Forum'unun taşları arasında gezinip benzer fotoğrafları çekmeye çalıştıysanız çok seveceksiniz bence bu puzzle'ı. 

Coliseum, Rome, 1000, Educa

Dusk in Paris, 1000, Educa

Rialto Bridge Fireworks, 1500, Educa

Daigo-Ji Temple, Kyoto, Japan, 1500, Educa

Roman Forum, 3000, Educa

Canadian Pacific Train Entering Banff, 1500, Educa

3) Metropol

          Bu biraz uydurma bir kategori oldu ama bu iki puzzle'ı ayrıca tanıtmak istedim. Daha önce tam 7 tane New York temalı puzzle yaptığım halde ve hatta bunların da 4'ü Times Square'li olduğu halde yine de bu iki puzzle beni deli gibi heyecanlandırabildi. Eğer daha önce New York temalı puzzle yapmadıysanız ve de yapmak istiyorsanız bence başlangıç için Times Square, New York harika bir puzzle! Siyah gökyüzü ve siyah ağırlıklı tonları bugüne kadarki  lacivertlerden sonra çok iyi geldi ve beni çok etkiledi. New York Theatre Signs ise Times Square, G. Gaudet'deki o renkli Broadway tabelaları temasını bir seviye yukarı taşımış ve griler arasındaki capcanlı renkleriyle Times Square'in bu yönünü en iyi yansıtan puzzle olmuş.

Times Square, New York, 1000, Educa

New York Theatre Signs, 1000, Educa

4) Küresel Kolaj

          Yine uydurma bir kategori ismi oldu ama iki puzzle'ı da kapsıyor sanki. World Monuments bence konu olarak, yani dünyanın ünlü yapılarını birleştirmesi açısından çok başarılı bir puzzle. Tam olarak harika olmuş diyemesem de renklerin canlılığı ve kolajın teması yine de çok hoşuma gitti. 1000 parçalık bir puzzle olsaydı buraya taşımazdım sanırım ama 2000 parçada çok güzel sonuç vereceğini düşünüyorum. Renklerin canlılığı ve binaların detayları kendini gösterecektir. Üstelik yapımı da çok zevkli bir puzzle olacaktır. Gelelim son puzzle'a. Global World Educa'nın yeni koleksiyonunun ilk kez farkına varmamı sağlayan, tüm bu yazıyı yazmama ön ayak olan ve Ezgi'yle beraber vurulduğumuz bir puzzle. İkimizin evinde de birer 3000'lik puzzle var ve bir tanesini daha asacak yerimiz maalesef yok (galiba =) ) ama eğer durum böyle olmasaydı şu an bu puzzle'ı yapıyor olurduk! Konu yine World Monuments ile benzer ama bu sefer kültürler biraz daha işin içinde ve renkler çok daha yumuşak ve oturaklı. 3000'lik olması ve üstüne üstlük panorama olması da işin kaymağı oluyor. Salonunuzun baş köşesini taçlandıracak muhteşem bir puzzle bence.

World Monuments, 2000, Educa

Global World (Panorma), 3000, Educa

          Bir hafta kadar yokum. İspanya'ya, Educa'nın memleketine gidiyorum. Umarım güzel yazılara dönüşecek güzel puzzle'larla döneceğim. Sevgiler...

The Ceiling of Sistine Chapel

          Uzun bir aradan sonra tekrar yeni bir yazıyla ekranınızdayım. Son yazıdan bu zamana geçen 10 günde bir 3000'lik puzzle bitirip biraz da ailemle vakit geçirdiğim için yazı yazmaya fırsatım olamadı. Kendi kendini anlatan, namı 7 cihana yayılmış çok güzel bir eserin puzzle'ını anlatacağım bu yazıyla kendimi affettireceğim umarım. (Bu arada, bitirdiğim 3000'lik puzzle'ın detaylarını Bütün Koleksiyon sayfasının en altında görebilirsiniz. Yazısı da çok yakında blogta!)

          The Ceiling of Sistine Chapel, adı üzerinde, Vatikan'daki Sistine Şapeli'nin tavanındaki Michelangelo'nun dünyaca ünlü freskini konu alıyor. Bu freskin sanatsal değeri ve estetik güzelliğini aktarmaya benim sanat bilgim ve bu blogun içeriği yeterli olmaz ama bu freskin bir resmini gören hatta özellikle kendisni canlı gören herkes bir an olsun büyüsüne kapılıp hayran olmuştur. Devrin Papa'sı tarafından Michelangelo'dan istenen çok daha sade ve basit bir resimken Michelangelo buna itiraz etmiş ve 300'ün üzerinde farklı resimden oluşan bu freski yaratmış. Tavanda İncil'den önemli sahneler resmedilmiş. Yaradılış, Adem ile Havva, Cennet (Eden) Bahçesi, Büyük Tufan işlenen başlıca temalar. Ben, iki yıl önceki İtalya gezimizde Vatikan'ı ziyaret ederek bu freski canlı gören ve Şapel'in içinde bulunan şanslı grubun arasında yer alabildim ve bu puzzle'ı da oradan, müzenin resmi hediyelik dükkanından 16 Euro'ya aldım. Eğer bir gün Roma'ya giderseniz mutlaka ama mutlaka Vatikan Müzeleri (Mvsei de Vaticani)'ni gezin. Sistine Şapeli başta olmak üzere çok büyük sanatçıların birbirinden güzel eserlerini görebileceğiniz, sıkıcılıktan çok uzak bir müze turu yapmış olursunuz. Biz yaklaşık 2 saat kuyrukta beklemiştik içeri girebilmek için ama kesinlikle değdi, o yüzden yüzlerce metrelik kuyruğun gözünüzü korkutmasına izin vermeyin. Dünyanın en küçük ülkesini ziyaret etmiş olmanız da cabası. Bu arada vaktiniz varsa, bu yazının ve puzzle'ın dolaylarında Melekler ve Şeytanlar filmini de izlemenizi tavsiye ederim, görsel anlamda oldukça destekleyici olacaktır.

          Gelelim puzzle'ın teknik detaylarına. Puzzle, ana akım markalardan birinin ürünü olmadığı, müzenin lisanslı ürünü olduğu için kalitesi hakkında şüphelerim vardı açıkçası ama korkulacak bir şey yokmuş. Parçalar oldukça sağlam ve kaliteliydi. Ancak renkler ve canlılık için aynı şeyi söyleyemem. Bir Ravensburger'in renk canlılığı maalesef yoktu ama yine de sonuç güzel oldu. Sisitine Şapeli'nin tavanındaki bu freskin puzzle'ı hemen hemen her marka tarafından üretiliyor; o yüzden sadece Vatikan'da satılıyor gibi bir algı oluşmasın. Puzzle orta üstü zorlukta denebilir. Figürler ve renkler birbirine oldukça benzer. Ancak tecrübeli ellerde duraksama olmadan çok rahatlıkla bitirilecektir. Ortalama bir hızla 1 haftada ortadan kaldırabilirsiniz. Rota çizmek ise zor ve anlamsız. Ben üçgen şeklindeki taş çerçeveleri ve heykelleri önce yapıp resimlerden önce biraz parça azaltmıştım. Böyle bir yöntem izleyebilirsiniz.

          Böylesine mühim bir eseri duvarınıza asıyorsanız çerçeve kısmında çok da cozutamazsınız. Biz de öyle yaptık. Esere saygıdan ve de zaten reklerin de uyumundan ahşap, koyu kahverengi, üzerinde rönesansvari oyukları olan güzel bir çerçeve seçtik. Siz de kahve tonlarında bir çerçeveyle bu puzzle'da iyi sonuç alırsınız. Bu puzzle'ı astığım duvara, daha sonradan Ikea'dan bir de duvar lambası aldım. Resmin antika havasıyla güzel uyum sağlayıp -her ne kadar ben iyi fotoğraflayamasam da- çok şık durdu. Siz de duvarda tek başına bir puzzle yerine, Beer Tunnel örneğinde de bahsettiğim gibi, lamba, raf vb. detaylarla duvarınıza bambaşka bir hava katabilirsiniz.

Puzzle detay: The Ceiling of Sistine Chapel, 1000, Mvsei de Vaticani

Plenty of Pasta

          Ravensburger'in yemeli içmeli bir başka puzzle'ını anlatacağım bu yazıda. Annem'in mutfağı için ilk yaptığım puzzle olan ve şimdiye kadar yaptığım puzzle'lar arasında renkleriyle, yapım keyfiyle, çerçevesiyle beni en çok mutlu eden puzzle'lardan biri Plenty of Pasta. Daha önce anlattığım 1500'lük Mixed Pasta'nın küçük ama daha güzel bir kardeşi diyebiliriz. Mixed Pasta gibi yine daha önce incelediğim; Just Desserts, Death by Chocolate, Mediterranean Food, İstanbul Marketplace gibi puzzle'lar la aynı aileden, mutfak konseptli bir başka harika puzzle.


          Fotoğraf, Mixed Pasta'yla büyük benzerlikler taşıyor. İkisi de benzer tonlarda, aynı yerleşime sahip, baş rollerinde onlarca çeşit makarnanın olduğu puzzle'lar. Yine çok farklı ve canlı renkler bu puzzle'ın da ayırt edici detayları. Makarna çeşidi olarak da Mixed Pasta'dan geri kalır yanı yok. Farfalle, tortellini, rotalle, shell, penne, fusilli gibi pek çok çeşit makarna en muazzam renklerle bu puzzle'da karşımızda. Bu puzzle küçük boyutuyla da (Boyutlar hakkında daha detalı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.) her mutfağa, her küçük boşluğa çok küçük bir maliyetle renk katmak için birebir.


          Bu fotoğrafın tüm güzelliklerine ek olarak, Plenty of Pasta oldukça kolay da bir puzzle aynı zamanda. Bunun en büyük sebebi 500 parçalık oluşu. Parçalardaki ayrıntı sayısı oldukça fazla. Örneğin tam ortadaki kırmızı, beyaz ve yeşil renkteki iri farfalle sadece 9 parçadan oluşuyor. Ayrıca; bu puzzle'da renk, doku çeşitliliği ve yayılımı Mixed Pasta'dan daha fazla. Bu da parçanın yer tayin süresini, yer yer, 5 saniyelere kadar çekiyor. Yani ortalama bir hız ve tecrübeyle rahatlıkla 2 günde tamamlayabileceğiniz ve sonuçtan çok memnun kalacağınız bir puzzle Plenty of Pasta.

          Çerçeve seçeneği olaraksa imkan yine çok çok fazla bu puzzle'da. Koyu kahverengiden kreme kadar kahvenin her tonu kullanılabileceği gibi turuncu, yeşil gibi renklerle de çok farklı havalar yaratılabilir. Ben bu puzzle'da meşe rengi diyebileceğimiz, açık renkli ahşap bir çerçeve kullandım. Resmin kendisinde yer alan koyu kahve çerçeveyle hoş bir kontrast oluşturup güzel bir sonuç verdi bence. 

Puzzle detay: Plenty of Pasta, 500, Ravensburger

Ìstanbul Marketplace

          İstanbul Marketplace; çok renkli, çok bizden, çok tanıdık, çok da güzel bir puzzle. Ravensburger'in 1000 parçalık bu puzzle'ı kendi evimin mutfağındaki 2 puzzle'dan bir tanesi. Renkleriyle, insanlarıyla  ve de resmin bütünüyle dikkat çekici ve farklı bir puzzle...

          İstanbul Marketplace'de, gerçekten bir Türk pazarına ait tüm öğeler yer alıyor. Soğuk bir kış günü, kış meyve ve sebzelerinin onlarca rengiyle, pazarcısı, mavi plastik muşambası, tahta kasalarıyla her şey son derece doğal. Lahananın, portakalın, mandilanın, greyfurtun, elmanın tazeliği resme bakerken de puzzle'ı yaparken de hissediliyor. Sonuç olarak, yapması da asması da zevkli bu puzzle ortaya çıkıyor.




          Ne kadar renkli ve güzel bir resmi olsa da, İstanbul Marketplace biraz zor bir puzzle. Birbirinin aynısı meyveler, birbirinin aynı tezgahlarda, aynı renklerle karşımıza çıkıyor. Bu da puzzle'ı oldukça zorlaştırıyor. Alınan bir parçanın yerini tayin etmek oldukça uzun sürüyor. O yüzden kısım kısım değil renk renk gitmek tek çözüm burada. Belirli bir strateji de önermek zor ama meyvelerden ziyade daha az sayıda olan sebzelere, mavi muşambalara, demir direklere ilk etapta yönelinebilir. Puzzle'ın yapımı, ortalama bir hız ve tecrübeyle 1,5 - 2 hafta sürecektir. (Maalesef internette bu puzzle'a dair sağdakinden daha büyük ve kaliteli görsel bulamadım, özür dilerim.)


          Zor da olsa bitirdikten sonra gelelim çerçeve kısmına. Bu puzzle'da yine çok sevdiğim bir çerçeveyi kullandım. Daha önce Taxi No. 1, New York'da da olmak üzere 2 kez kullandığım bu sarı, plastik çerçeve gerçekten çok yakıştı bence bu puzzle'a. Bu çerçevenin bir özelliği de ışığa göre açık sarı gibi de koyu sarı gibi de davranabiliyor. Taxi No. 1'da biraz daha koyu durup, taksinin tonunu yakalarken bu puzzle'da daha canlı daha meyvelerle uyumlu bir tonda duruyor. Böyle iddialı bir renk düşünmezseniz de siyah, kırmızı, turuncu, yeşil gibi renkler de bu resimle son derece uyumlu olacaktır.

Puzzle detay: İstanbul Marketplace, 1000, Ravensburger